Boşanma Avukatı
Boşanma Avukatı
Boşanma, evlilik birliğinin yasal olarak sona erdirilmesini ifade eder. Ülkemizde son zamanlarda yaygınlaşan boşanma süreci, Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen boşanma sebeplerinin varlığı halinde hakimin tarafların boşanmasına karar verebilmesiyle gerçekleşir.
Evlilik; kadın ile erkeğin ortak bir hayat kurmasıdır. Evlenen çiftler, birlikte yeni bir aile kurarak ortak bir yaşam sürdürürler. Farklı ailelerden, ortamlardan ve kültürlerden gelen kişilerin bir araya gelerek yeni bir yapı oluşturması, karmaşık bir süreci beraberinde getirir. Dolayısıyla, farklı kültür ve ortamlardan gelen kişilerin evliliklerini sürdürebilmeleri için belirli şartları ve sorumlulukları yerine getirmeleri gerekmektedir.
Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Boşanma talebinde bulunan tarafların durumlarına göre, ya bir anlaşmalı boşanma davası ya da çekişmeli boşanma davası açılacaktır. İlk olarak, tarafların anlaşmalı mı yoksa çekişmeli mi boşanacakları belirlenmelidir. Eğer taraflar her ikisi de boşanmak istiyor ve diğer konularda da anlaşmışlarsa, anlaşmalı boşanma yoluyla boşanabilirler.
Ancak, taraflardan yalnızca biri boşanmak istiyor ya da her ikisi de boşanmak istiyor ancak diğer konularda anlaşmazlık varsa, çekişmeli boşanma davası açılmalıdır. Çekişmeli boşanma davası açmayı tercih eden taraf, boşanma sebeplerini dayandırdığı iddialarını ve bunları ispatlayacak delilleri içeren bir dava dilekçesi hazırlamalıdır. Bu süreçte uzman bir boşanma avukatından yardım almak önemlidir. Ayrıca, seçilen avukata vekalet verilmelidir. Vekaletname, yasal bir işlem olup noter huzurunda verilmeli ve boşanma davası için özel olarak talep edilmelidir. Avukat, vekalet ücreti konusunda anlaşma sağlanamazsa ya da maddi durum yoksa adli yardım başvurusunda bulunabilir. Hukuki bilgisi olmayan bir kişinin kendi başına dava açması, ciddi hukuki zararlara yol açabilir. Bu nedenle, profesyonel destek almak önemlidir.
Boşanma Davasına Hangi Mahkeme Bakar?
Boşanma davalarıyla ilgilenen yetkili mahkemeler genellikle aile mahkemeleridir. Başka bir mahkemede boşanma davası açıldığında, mahkeme genellikle bu konuda yetkisiz olduğu gerekçesiyle dava dosyasını reddeder. Aile mahkemesi bulunmayan yerlerde ise asliye hukuk mahkemeleri genellikle yetkili mahkeme konumundadır. Asliye hukuk mahkemeleri, aile mahkemesi sıfatıyla boşanma davalarını da görebilirler. Bu nedenle, boşanma davası açmadan önce doğru mahkemeye başvurmak önemlidir.
Boşanma Davasında Hangi Mahkeme Yetkili?
Boşanma davası açmayı düşünen kişi, eşlerden birinin ikametgahında dava açabileceği gibi, eşlerin boşanma davası açılma tarihinden altı ay öncesine kadar bulundukları ikametgaha da başvurabilir.
Boşanma davalarında kesin yetki belirlenmemiştir. Eşlerden biri, diğerini terk edip farklı bir ilde yaşamaya başladığında, yaşadığı ilde boşanma davası açabilir.
Boşanma Davası Süreci Nasıl İlerler?
Boşanma davaları, taraflar için genellikle psikolojik açıdan zorlayıcı bir süreç olabilir. Çekişmeli boşanma davaları, bir buçuk yıla kadar sürebilir ve arabuluculuk başvurusu zorunlu değildir. Boşanma davasının ilk adımı, davacının dava dilekçesini hazırlayıp gerekli avansı ve masrafları mahkemeye yatırmasıdır. Ardından dava dilekçesi davalıya tebliğ edilir. Davalı, cevap dilekçesi yazarak cevabını iletir, bunun üzerine davacı cevaba cevap dilekçesi verir ve ikinci bir cevap dilekçesi aşaması başlar.
Dilekçelerin tamamlanmasının ardından mahkeme, duruşma günü belirler. İlk duruşma genellikle ön inceleme duruşmasıdır. Bu duruşmada tarafların iddia, beyan ve savunmaları alınır, uzlaşma olup olmadığı sorulur. Taraflar delillerini ve tanıklarını bildirmemişlerse, tanık ve delil bildirimi için süre verilir. Ön inceleme aşamasından sonra tahkikat aşamasına geçilir ve delillerin toplanması, tanıkların dinlenmesi sağlanır. Delillerin toplanmasının ardından hakim dosya hakkında kararını verir.
Boşanma Davasında Duruşmaya Katılım Zorunlu Mu?
Boşanma davası açan taraf, eğer avukatla temsil ettirilmiyorsa duruşmaya katılmak zorundadır. Duruşmaya katılmadığında, dosya takipsizlikten reddedilebilir ve ileride haklarını koruyamayabilir, yeniden dava açma hakkını kaybedebilir. Davalı ise duruşmaya katılmak zorunda değildir; ancak savunma yapmak ve taleplerini sunmak için duruşmada bulunması veya avukat aracılığıyla temsil ettirilmesi önemlidir. Adil yargılanma hakkı kapsamında, dosyada müstehcen durumlar ya da mahcubiyet nedeniyle gizlilik talep edilebilir; ancak bu talep hakimin inisiyatifindedir ve tarafların isteğine göre karar verilir. Tarafların tutumu ve davranışları da önemlidir ve boşanma isteklerini gerçekten ifade edip etmedikleri dikkate alınır.
Anlaşmalı boşanma davasında tarafların duruşmaya katılması zorunludur, hatta avukatla temsil edilseler bile. Tarafların duruşmaya katılmaması halinde boşanma gerçekleşmeyecektir. Hakim, ret kararını tebliğ edecek ve sonuç bildirimi yapacaktır. Duruşmaya katılımın ardından verilen karar kesinleştikten sonra boşanma yasal olarak geçerli olacaktır.
Boşanma Davası için Avukat Tutmak Zorunlu Mudur?
Boşanma davasının her aşaması oldukça karmaşık bir süreçtir. Hukuki destek olmaksızın, avukatsız bir boşanma davasını takip etmek zorlu bir durumdur. Boşanma davasında, dilekçelerin hukuka uygun bir şekilde yazılması, tebligatların doğru şekilde yapılıp yapılmadığının takibi, duruşmalara katılıp beyanda bulunulması ve dosyada gelen giden evrakların kontrol edilmesi gibi birçok önemli ayrıntı bulunmaktadır. Ayrıca, şiddet gören bir kişiyseniz, koruma kararının alınması ve bu kararın ihlal edilip edilmediğinin ve süresinin takibi gibi ek önlemler de gerekebilir. Bu nedenle, bir avukatın rehberliğinde boşanma sürecini yönetmek oldukça önemlidir.
Boşanma Davasının Aşamaları
Taraflar boşanma kararı alıp bunu mahkemeye taşıdıklarında, boşanma sürecine resmen adım atmış olurlar. Bu süreç, her iki taraf için de zorlayıcı olabilir. Davayı açan ya da karşı taraf olarak bulunan kişiler için ilk adım genellikle dilekçe aşamasıdır. Dilekçe aşamasında her iki taraf da evlilikle ilgili beyanlarını, olası kusurlarını ve taleplerini ifade ederler.
Dilekçelerin sunulmasının ardından duruşmalar başlar ve mahkeme delil toplama sürecine geçer. Bu süreç boyunca taraflar hala evli olduklarını hatırlamalı ve ona göre hareket etmelidirler. Sonuç olarak, dava açılmasıyla başlayan boşanma süreci, tarafların evliliklerini etkilemez ve sürecin hukuki yönü ayrıdır.
Boşanma Davasına İtiraz Hakkı
Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinde belirtilen bir husus olarak, boşanma davasını açan davacı daha ağır kusurlu ise, davalının davaya itiraz hakkı vardır. Ancak, dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilmesinden itibaren iki haftalık kesin bir süre içinde bu itiraz yapılmalıdır.
Davaya yapılan itirazın kötüye kullanılıp kullanılmadığının mahkeme tarafından belirlenmesi önemlidir. Örneğin, yıllardır eve uğramayan, başka ilişkileri olan ve ağır kusurlu olan bir eşin boşanma davasına yaptığı itirazın kötüye kullanıldığı kabul edilebilir. Bu durumda, mahkeme bu hususu dikkate alarak kararını verecektir.

Adli Tatilde Boşanma Davası Açılır Mı?
Adli tatil, her yıl belirli bir dönemde uygulanır ve genellikle 20 Temmuz ile 31 Ağustos tarihleri arasındadır. Bu süre boyunca mahkemelerde duruşma günleri verilmemekte ve duruşmalar adli tatil sonrasına bırakılmaktadır.
Ancak, adli tatil süresince duruşma yapılamaması, boşanma davasının açılamayacağı anlamına gelmez. Boşanma talebinde bulunan kişi, adli tatil süresinde dava açabilir; ancak duruşma günü adli tatil sonrasına ertelenecektir. Dilekçeler aşamasının tamamlanmasından sonra duruşma günü verilmiş olsa bile, adli tatil süresince bu dilekçeler için kesin bir süre işlemeyecektir.
Ancak, zarar doğurabilecek durumlarda, mahkemeler adli tatil süresince bazı işlemlere devam edebilir. Bunlar arasında ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, nafaka, velayet ve vesayet gibi konular bulunmaktadır.
Hamileyken Boşanma Davası Açılır Mı?
Kadın hamile iken boşanma davası açmasında herhangi bir engel bulunmamaktadır; hamile iken boşanma davası açılabilir. Eşiyle çözüm bulamayan hamile eş, hem çekişmeli hem de anlaşmalı boşanma yoluyla boşanabilir. Taraflar arasındaki evlilik bir yılı doldurmuşsa anlaşmalı boşanma mümkündür. Hamileyken boşanma sürecinde en sık sorulan sorulardan biri, boşanmanın nasıl gerçekleşeceği, çocuğun velayetinin kime ve ne zaman verileceği, çocuk için nafaka ödenip ödenmeyeceğidir.
Hamileyken boşanma davası açılabilir. Eğer hamile olan kişinin geliri yoksa, yasal süreç boyunca tedbir alınabilir ve davanın sonunda yoksulluk nafakası talep edilebilir. Ayrıca, çekişmeli boşanma davasının süresi dikkate alınarak çocuğun doğumuyla birlikte çocuk için tedbir alınabilir ve dava sonrasında iştirak nafakası talep edilebilir. Boşanma davası devam ederken nafakaya ilişkin ara karar talep edilebilir.
Velayet konusu da önemlidir. Doğum sonrasında, çocuğun bakımı, gözetimi ve emzirme gibi ihtiyaçları göz önüne alınarak genellikle çocuğun velayeti anneye verilir, çünkü yeni doğan çocuk annenin bakımına muhtaçtır.
Boşanmalar Neden Artıyor?
Evlilik, temelde neslin devamını sağlama amacıyla kurulur. Genel olarak, evliliğin ana nedeni çocuk sahibi olmaktır. Ayrıca, yalnız ölme korkusu gibi toplumda yaygın bir endişeyi önlemek için de evlilik bir çözüm olabilir. Evlilikte, eşler birbirlerine karşı sorumluluklar üstlenirler ve iyi ve kötü günlerde birlikte olma sözü verirler. Bu nedenle, eşlerin birbirini tamamlaması ve zorlukları birlikte aşması, evlilik kurumunun temelini oluşturur. Ancak, kimse boşanmak için evlenmez.
Evliliğin olumlu yanlarının yanı sıra olumsuz yanları da vardır. Maalesef, her evli çift ilişkilerini sürdüremeyebilir ve boşanma isteğiyle boşanma davası açabilir. Son zamanlarda, ülkemizde boşanmalar artmış ve evlilik kurumuna olan güven zedelenmiştir. Boşanma, evlilik birliğinin yasal olarak sona erdirilmesidir ve boşanma davası açılmadan evlilik birliği sona ermez. Eskiden günümüze, boşanma oranlarındaki artışta teknolojinin ve sosyal medyanın etkisi büyüktür. Sosyal medyada insanlar genellikle en mutlu anlarını paylaşırken, bu durum insanları kendi hayatlarını ve ilişkilerini karşılaştırmaya iter ve tartışmalara yol açabilir, sonunda ise boşanma gerçekleşebilir.
Ayrıca, ailelerin evliliklere müdahalesi de boşanma oranlarının artmasına neden olabilir. Üçüncü kişilerin evli çiftlerin ilişkisine müdahalesi, ilişkiyi olumsuz etkileyebilir. Aldatma oranlarının artması da evlilik kurumuna olan güveni azaltır. Sosyal medyanın yaygınlaşması, aldatma olasılığını artırabilir ve bu da boşanma isteklerine yol açabilir.
Aldatma durumunda, aldatılan eş genellikle kusurlu eşten boşanmak isteyerek boşanma davası açabilir. Bu faktörler, evlilik kurumuna olan inancı azaltabilir ve boşanma oranlarını artırabilir.
Boşanma Davasında Deliller
Boşanma davası sürecinde, davacı iddialarını kanıtlamak için deliller sunacak, davalı ise davacının iddialarını çürütmek için karşı ispat sunacaktır. Davacı iddialarını kanıtlayamazsa dava reddedilecek, davalı ise davacının iddialarını çürütemezse dava aleyhine sonuçlanacaktır.
Delillerin mahkeme tarafından kabul edilebilir hukuki nitelikte olması gerekmektedir. Hukuka aykırı veya kişi haklarını ihlal eden deliller mahkeme tarafından reddedilecektir. Ayrıca, hukuka aykırı delil sunmanın sonucunda, delili sunan kişi hakkında ayrı bir savcılık davası açılma ihtimali bulunmaktadır.
Örneğin, aldatma durumunda, aldatıldığına dair mesajlar, telefon aramaları veya fotoğraflar sunulabilir. Tanıklar da mahkemede beyanda bulunarak iddiaları destekleyebilir. Ancak tanıklar, sadece doğrudan gördükleri veya duydukları olayları anlatmalıdır. Yalan tanıklık suç teşkil ettiğinden, tanıkların doğruluğu söylemeleri gerekmektedir.

Boşanma Davasında Velayet
Eğer tarafların müşterek çocukları varsa, mahkeme devam ederken geçici velayet düzenleyebilir ve mahkeme sonuçlandıktan sonra tam velayeti bir ebeveyne verir. Velayet verilmeyen ebeveynle çocuk arasında kişisel ilişki kurulabilir.
Genellikle, çocuklar 6-7 yaşına kadar, olağanüstü bir durum olmadığı sürece anne bakımına ve gözetimine muhtaç olduğundan velayet genellikle anneye verilir. Ancak, velayet konusunda anlaşmazlık olduğunda, mahkeme dosyaya bir pedagog atanarak çocuğun durumu hakkında bir rapor hazırlanmasını isteyebilir. Pedagog, anne, baba ve çocukla görüşerek çocuğun bakımı ve gözetimi açısından hangi ebeveynin daha uygun olduğuna dair bir görüş hazırlar. Mahkeme, velayet konusunda çocuğun çıkarlarını göz önünde bulundurarak karar verir.
Boşanma Davasında Nafaka
Boşanma davası devam ederken, dava tarihinden itibaren tedbir amaçlı nafaka talep edilebilir. Tedbir nafakası, dava süreci devam ederken ödenir. Her iki tarafın mali durumu, eşitlik ilkesi gereği dikkate alınır. Eğer nafaka talep edenin mali durumu iyi ise, mevcut durumda nafaka talebi reddedilebilir.
Eğer boşanma davası nedeniyle bir eşin refah durumu düşmüş ve herhangi bir geliri yoksa, dava süresince geçici nafaka talep edebilir ve davanın sonuçlanmasıyla sürekli nafakaya dönüşmesini isteyebilir. Ayrıca çocuk için de geçici nafaka talep edilebilir ve dava sonunda sürekli nafakaya dönüşmesi talep edilebilir. Nafakanın ödenmemesi durumunda, nafaka borçlusu hakkında hapis cezası talep edilebilir; ancak nafaka ödenirse mahkeme kararını iptal edebilir. Hapis cezası yerine getirilmesini istemiyorsanız, noter aracılığıyla ihtarname gönderebilirsiniz; ancak bu bir yasal yükümlülük sağlamaz.
Boşanma Davasında Tazminat
Taraflar, evliliğin sonlanmasında kusurlu ve sorumlu olan kişinin belirlenmesini talep etmektedir. Çekişmeli boşanma davasında, taraflar sadece boşanma değil, aynı zamanda evliliğin sona ermesinden kaynaklanan maddi ve manevi zararlarının tazminini de talep edebilir.
Tazminat, kusurlu olan eş tarafından ödenir. Kusursuz eş tazminat ödemekle yükümlü değildir. Kusur durumu, tazminat talebinin temelini oluşturur. Faiz, tazminat kararının kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
Boşanma Davasında Mal Paylaşımı Nasıl Olur?
Boşanma davasıyla birlikte mal paylaşımına ilişkin taleplerde bulunulabilir. Yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi gereği, mallar ortaklık esasına göre paylaşılır. Ancak her iki talep aynı dava dosyasında ele alınmaz; ayrı bir dava dosyasında mal rejimi konusu görülür. Mal paylaşımı davası, boşanma davasıyla birlikte açılabileceği gibi ayrı bir dava olarak da talep edilebilir. Ayrıca ev veya çeyiz adına eşya talebinde bulunmak da mümkündür. Bu talepler fatura ile desteklendiğinde sonuç doğurur; kişisel mal olmayan eşyalar için herhangi bir kısıtlama bulunmaz. Eğer evlilik sözleşmesi imzalanmışsa, tercih edilen mal rejimine göre mal tasfiyesi gerçekleşir.
Mal paylaşımı davası, boşanma davasının sonucuna bağlı olduğu için mal rejimi davası, boşanma davasının kesinleşmesini bekleyen bir mesele olarak kabul edilir. Mal rejimi davası, boşanma davasının karara bağlanmasını ve karara itiraz edilmesini bekler; hatta istinaf aşamasına kadar devam edebilir, ancak boşanma davasının kesinleşmesini bekler. İstinaf süreci, sadece bir itiraz sürecidir ve kararı kesinleştirmez.
Boşanma Davası Sonrası Bekleme Süresi
Tarafların boşanmasının ardından kadın eşin yeniden evlenmek için beklemesi gereken bir süre bulunmaktadır. Bu bekleme süresi, yalnızca kadınlar için geçerlidir.
Kadınlar için boşandıktan sonra uygulanan bekleme süresi, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 300 gündür. Bu sürenin sonunda evlenebilirler. Ancak, bu süre içinde boşandığı eşinden farklı biriyle evlenmek istiyorsa, bekleme süresinin kaldırılması için dava açması gerekir.
Boşanma Davası Türleri
Boşanma davaları iki kategoriye ayrılır: anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma. İki tür arasında önemli farklar bulunmaktadır.
Anlaşmalı Boşanma Davası
Anlaşmalı boşanma davası, en kısa sürede ve tek celsede sona eren bir boşanma sürecidir. Eşler arasında işbirliği vardır ve hızlı bir şekilde sonuçlanır. Anlaşmalı boşanma davası açmak için şu koşullar gereklidir:
Tarafların evliliği en az bir yıl sürmelidir (Ayrılık süresi önemli değildir, evlilik tarihi mühimdir),
Tarafların her ikisi de boşanmayı kabul etmelidir,
Taraflar boşanmayla ilgili diğer konularda da anlaşmalıdır; nafaka, mal rejimi, velayet gibi,
Taraflar hakim huzurunda protokolü kabul ettiklerini beyan etmelidir.
Anlaşmalı boşanma davası için başvuran eşler, bir boşanma avukatı veya güvenilir bir hukuk bürosu ile birlikte protokol düzenlemeli ve her iki taraf protokolü imzalayarak mahkemeye sunmalıdır. Ayrıca, tarafların anlaşmalı olarak boşanmak istediklerine dair ortak bir dilekçe de sunmaları gerekmektedir.
Hakim, anlaşmalı boşanma davasında tanıkları dinlemeyecek veya delilleri değerlendirmeyecektir. Bu tür davada deliller değerlendirilmez. Hakim, tarafların anlaştığına ve protokolün hukuka uygun olup olmadığına bakarak kararını verecektir. Tarafların hukuka uygun olarak düzenlediği protokol kabul edilirse, mahkeme protokol uyarınca boşanma kararı verecektir.
Anlaşmalı boşanma davasında, her iki tarafın duruşmaya katılma zorunluluğu vardır. Taraflar vekil atamış olsalar bile duruşmaya katılmalıdır.
Çekişmeli Boşanma Davası
Çekişmeli boşanma davası, uzun süren ve genellikle tek celsede sona ermeyen bir boşanma türüdür. Taraflar boşanma ve diğer konularda anlaşamıyorsa, çekişmeli boşanma davası tercih edilir.
Bu tür bir dava, evliliğin sonlanması ve ilgili diğer konularda anlaşmazlık olduğunda açılır. Davayı açan taraf, eşinden boşanmak istediğini ve gerekiyorsa tazminat talep ettiğini belirtir. Ayrıca, nafaka ve çocuğun velayeti gibi konularda da taleplerde bulunabilir.
Mahkeme genellikle bu tür davaların çocuğun yararı ve maddi durum gibi faktörlere dayalı olarak incelenmesini sağlar. Bunun için bir uzman raporu da talep edilebilir.
Davacı, dava dilekçesini dikkatle hazırlamalı ve iddialarını ispatlayabileceği şekilde sunmalıdır. Aksi halde, dava reddedilebilir. İstinaf ve temyiz gibi yasal yollara başvurma hakkı bulunmaktadır.
Boşanma Sebepleri Nelerdir?
Boşanma davası açmak isteyen kişi, bu sebeplerden birine dayanarak dava açabilir. Ancak, belirtilen sebepler dışında boşanma davası açmak mümkün değildir.
Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen boşanma sebepleri şunlardır:
Evlilik Birliğinin Temelden Sarsılması Nedir?
Evlilik birliğinin temelden sarsılması, genellikle boşanma davalarının temel sebebidir. Bu durumda, evlilik birliği artık taraflar için dayanılmaz hale gelmiştir ve bu nedenle boşanma talebiyle mahkemeye başvurulur. Uyuşmazlık ve geçimsizlik gibi sebepler, evlilik birliğinin temelden sarsılmasına yol açabilir. Ancak, bu durumu kanıtlamak davayı açan tarafın sorumluluğundadır.
Kusurluluk İddiası ve İtiraz Hakkı
Davayı açan taraf, evlilik birliğinin temelden sarsılmasında diğer eşin kusurlu olduğunu kanıtlamak zorundadır. Ancak, eğer davacı taraf daha ağır kusurlu ise, davalı tarafın bu duruma itiraz etme hakkı bulunmaktadır. Bu şekilde, mahkemeye sunulan deliller ve argümanlar, evlilik birliğinin temelden sarsılması iddiasının kabul edilip edilmeyeceğini belirleyecektir.
Zina Sebebiyle Boşanma Davası
Zina, evlilik birliği içinde isteyerek ve bilerek evlilik dışı cinsel ilişki yaşanması durumunda açılan özel bir boşanma davası türüdür. Zina nedeniyle boşanma davası, belirli koşullar altında gerçekleşir ve özel bir prosedüre tabidir.
-Dava Süresi ve Hak Düşürücü Süreler
Zina nedeniyle boşanma davası, aldatılan eşin zina eylemini öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde açılmalıdır. Aksi takdirde, beş yıl geçtikten sonra dava hakkı düşer. Bu süreçte delillerin hukuka uygun bir şekilde toplanması önemlidir ve ifşa edilen delillerin yasalara uygunluğuna dikkat edilmelidir.
Önemli Uyarı: Affetme ve Dava Hakkı
Ancak, evlilik içinde eşinin zina eylemini bilen ve bu eylemi daha sonra affeden tarafın, ilerleyen süreçte dava açma hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle, affetme kararı alındıktan sonra zina sebebiyle boşanma davası açılması mümkün değildir.
Akıl Hastalığı Sebebiyle Boşanma
Evlilik birliği içindeki akıl hastalığı durumu, çoğu zaman çekilmez bir hale gelir ve bu durumda boşanma yoluna gidilebilir. Ancak, akıl hastalığına dayalı bir boşanma davası açabilmek için bazı önemli koşulların yerine getirilmesi gerekmektedir.
Şartlar ve Koşullar
Akıl hastalığına dayalı boşanma davası açmak için üç temel şart bulunmaktadır:
-Akıl Hastalığının Evlilik Sırasında Varlığı: Boşanma davası açıldığı sırada, eşin akıl hastası olduğu belirgin olmalıdır. Yani akıl hastalığı, evlilik sürecinde ortaya çıkmış olmalıdır.
-İyileşmeyeceğinin Tespit Edilmesi: Eşin akıl hastalığının iyileşmeyeceğine dair resmi bir sağlık kurulu raporuyla tespit edilmiş olmalıdır. Bu rapor, hastalığın kronik olduğunu ve iyileşme ihtimalinin olmadığını göstermelidir.
-Çekilmez Hale Gelmişlik Durumu: Akıl hastalığı, diğer eş için evlilik birliğini çekilmez hale getirmelidir. Yani eş, akıl hastalığı nedeniyle evliliği sürdüremeyecek durumda olmalıdır.
Bu şartlar yerine getirildiğinde, akıl hastalığına dayalı boşanma davası açılabilir ve yasal süreç başlatılabilir.
Terk Sebebiyle Boşanma
Terk, özel bir boşanma sebebidir ve eşlerden birinin ortak konutu terk etmesi durumunda açılan bir boşanma davasıdır. Ancak, terk nedeniyle boşanma davası açabilmek için bazı önemli şartlar ve süreçler bulunmaktadır.
Şartlar ve Süreç
Terk nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için şu üç temel şartın sağlanması gerekmektedir:
Ortak Konutun Terk Edilmesi: Bir eşin ortak konutu terk etmesi gerekmektedir. Bu, evi terk ederek ayrı bir yerde yaşamaya başlamak anlamına gelmektedir. Sadece aynı ev içerisinde ayrı yatakta yatmak, cinsel ilişkide bulunmamak veya küs olmak, terk durumunu oluşturmamaktadır.
Terkin Altı Aydan Fazla Sürmesi: Terk edilme durumunun en az altı ay sürmüş olması gerekmektedir. Bu süre, terk eden eşin uzun süreli olarak ortak konutu terk ettiğini göstermektedir.
Hakim İhtarı ve Dönmemesi: Terk eden eşe hakim tarafından ihtar edilmiş olmalı ve buna rağmen eşin geri dönmemesi gerekmektedir. Yani hakim tarafından yapılan ihtar sonrasında terk eden eşin geri dönmemesi durumunda boşanma davası açılabilir.
Bu şartların sağlanması durumunda, terk nedeniyle boşanma davası açılabilir ve yasal süreç başlatılabilir.
Hayata Kast ve Onur Kırıcı Davranışlar
Eşlerden birinin diğerine yönelik hayata kast etme niyeti, onuruna hakaret etme veya vücut bütünlüğüne saldırıda bulunma durumlarında açılan boşanma davası, son derece ciddi ve özel bir durumu ifade eder.
Boşanma Davası ve Şartları
Bu tür davalar için belirli şartlar bulunmaktadır:
Hayata Kast ve Onur Kırıcı Davranışlar: Eşlerden birinin diğerine yönelik hayata kast etme, onuruna hakaret etme veya vücut bütünlüğüne saldırıda bulunma gibi son derece ciddi davranışlar söz konusu olmalıdır.
Zaman Sınırları: Boşanma davası, bu tür davranışların öğrenildiği tarihten itibaren altı ay içinde açılmalıdır. Aksi takdirde, bu sebeplerden dolayı dava açma hakkı zaman aşımına uğrayabilir. Ancak, bu davranışların doğumundan itibaren beş yıl geçmesiyle de dava hakkı düşecektir.
Bu şartların sağlanması durumunda, hayata kast ve onur kırıcı davranışlar sebebiyle boşanma davası açılabilir ve yasal süreç başlatılabilir.
Küçük Düşürücü Suçlar ve Haysiyetsiz Yaşam
Eşlerden birinin suç işlemesi değil, küçük düşürücü bir suç işlemesi ya da sürekli olarak haysiyetsiz yaşamı alışkanlık haline getirmesi durumunda açılan dava türüdür. Kanunen bu suçun ne olduğu belirtilmemiştir; ancak toplum anlayışı ve mahkeme kararıyla değerlendirilecektir.
Boşanma Davası ve Şartları
Bu tür davalar için iki önemli durum söz konusudur:
Küçük Düşürücü Suçlar: Eşlerden birinin küçük düşürücü bir suç işlemesi, örneğin aile içi şiddet veya moral değerlere aykırı davranışlar sergilemesi durumunda boşanma davası açılabilir.
Sürekli Haysiyetsiz Yaşam: Diğer eşin sürekli olarak haysiyetsiz yaşamı alışkanlık haline getirmesi, evlilik birliğini çekilmez hale getirir ve boşanma davasının açılmasını haklı kılar.
Her iki durumda da, ortak hayatın çekilmez hale gelmiş olması gerekmektedir. Kanunda belirtilen herhangi bir hak düşürücü süre bulunmamaktadır; dolayısıyla dava her zaman açılabilir.
Boşanma avukat ücreti için bilgi alabilirsiniz.
Arena Hukuk Bürosu
Bilgi için: 0212 706 90 30
Boşanma davasıyla ilgili makalemizi okumanızı öneririz.
boşanma avukatı olarak sizi tutmak istiyorum, youtube daki videolarınızı da önceden izlemiştim, fiyat nedir acaba?
boşanma avukatı arıyorum birçok araştırma yaptım görüşmeye gelmek istiyorum randevu ile mi geliyoruz?