Boşanma Davalarında Büyü Fal Muska Yargıtay Kararları
Boşanma davalarında büyü fal muska Yargıtay kararları aşağıda inceleyebilirsiniz.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2012/21896 E. , 2013/8118 K.
“…Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davacı kadın, kocanın ailesinin kendine büyü yaptığına inanarak huzursuzluk çıkardığı; davalı kocanın da eşini sürekli aşağılayıp hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK.md. 166/1)karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır…”
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2007/13308 E. , 2008/12923 K.
“…Yapılan soruşturma, toplanan delillerle * boşanmaya neden olan olaylarda birlik görevlerini yerine getirmeyen, annesinin evliliğe müdahalesine ve davalıya hakaretlerine kayıtsız kalan ve davalı eşini kovan, üzerine yürüyen davacı koca ile büyü, muska, fal işleri ile uğraşan, davacının annesine şiddet uygulayan, eve almayan, kovan davacı eşine şiddet uygulayıp hakaret eden davalı kadın da kusurlu olup, birinin kusurunun diğerinin kusurundan üstün bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK.md. 166/1)karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır…”
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2010/4960 E. , 2011/5872 K.
“…Toplanan delillerden, davalı-davacının eşine hakaret ettiği, ortak konutta büyü amaçlı insan sağlığına ve temizliğe aykırı maddeler bulundurduğu anlaşılmaktadır. Davacı-davalı kocanın af niteliğinde bir davranışı ispatlanamamıştır. Bu durumda, davacı-davalı koca dava açmakta haklı olup; kocanın boşanma davasının kabulü gerekirken yazılı gerekçeyle reddi doğru görülmemiştir…”
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2010/22518 E. , 2011/21599 K.
“…2-Toplanan delillerden tarafların 5 gün evli kaldıkları, davalı-davacı kadının cinsel ilişkiden kaçındığı, tedavi yerine hocaya gittiği, ailesinin evde büyü olduğu nedeniyle eşyalara su ve şeker serpip yakmaya çalıştığı ve eşinden tiksindiğini ve sevmediğini söylediği, davacı-davalı kocanın ve ailesinin de bu olaylar nedeniyle kadının bakire olmadığı yönünde beyanda bulundukları anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı-davacı kadının diğer tarafa göre daha ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle iken mahkemece taraflar eşit kusurlu kabul edilip, davalı-davacı kadın lehine yoksulluk nafakası takdiri usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir…”
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2012/8568 E. , 2012/28396 K.
“…davacı-davalı kocanın eşine fiziksel şiddet uyguladığı, buna karşılık davalı-davacı kadının ise kocasını ve ailesini sürekli olarak hatalı ve suçlu göstermeye çalışıp, eşi ve kayınvalidesine etki edeceği düşüncesiyle büyü yaptırmaya çalıştığı; böylelikle kocasının güven duygusunun zedelenmesine yol açtığı anlaşılmaktadır…”
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2012/9744 E. , 2013/11124 K.
“…Toplanan delillere göre davalının, devamlı olarak davacıya başkalarının yanında hakaret ettiği, muska ve büyü ile uğraştığı ve eşinin eşyalarını dışarı attığı, kişilik haklarına ağır saldırıda bulunduğu gerçekleşmiştir. Bu haksız tutum ve davranış karşısında davacı için boşanma davası açmak hakkı doğmuştur. Davacının sadakatsiz hali mahkemece ağır kusur sayılarak dava reddolunmuştur. Oysa davacının sadakatsiz davranış içinde olması davalının ona mütemadi surette saldırıda bulunma hakkı vermez. Davanın bu sebeple reddi, neticesi bakımından davalıya bundan sonra davacıya saldırma imkanı verir. Böyle bir düşünüş bizzat ihkakı hakka imkân vermek sonucunu doğurur. Olayda bir tarafın kusurunu diğerinden ağır kabul etmek mümkün değildir. Evlilik birliği temelinden sarsılmış (TMK.md.166/1) olup, iki taraf yönünden de devamı beklenemez. Bu itibarla boşanma kararı verilmesi gerekirken davanın yetersiz gerekçe ile reddedilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır…”
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/1178 E. , 2014/13873 K.
“…2-Mahkemece, boşanmaya neden olan olaylarda davalı-karşı davacı (koca)’nın ağır kusurlu olduğu kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan tahkikat ve toplanan delilerden, davacı- karşı davalı (kadın)’ın eşine yönelik fiziksel şiddet uyguladığı, muska ve büyü ile uğraştığı, davalı-karşı davacı (koca)’nın ise birlik görevlerini yerine getirmediği ve eşine sürekli olarak hakaret ettiği ve aşağıladığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar mahkemece davalı-davacı (koca)’nın eşine şiddet uyguladığı belirtilmiş ise de, bu olaydan sonra evlilik birliği uzunca bir süre devam ettiğine göre, kocadan kaynaklanan bu olayın kusur belirlemesinde dikkate alınması doğru olmamıştır. Gerçekleşen olaylara göre, evlilik birliği temelinden sarsılmıştır. Bu sonuca ulaşılmasında, taraflardan birinin kusurunun diğerinden daha baskın olduğu söylenemez. Tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Bu bakımdan; eşit kusur durumunda da boşanmaya karar verileceğinden (TMK. md. 166/1). kadının kabul edilen boşanma davasında verilen boşanma kararı da hüküm sonucu olarak doğrudur…”
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/11507 E. , 2014/22745 K.
“…Mahkemece, taraflar eşit kusurlu kabul edilerek boşanmaya karar verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı-davacı (koca)’nın eşine birden fazla fiziksel şiddet uygulayıp, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, davacı-davalı (kadın)’ın ise büyü işleriyle uğraşıp, eşini tırnaklayarak fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda kadına göre davalı-davacı (koca)’nın daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir…”
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/21590 E. , 2015/6358 K.
“…2-Mahkemece, davacı-karşı davalı erkek ağır kusurlu kabul edilerek boşanmaya karar verilmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden mahkemenin gerekçesinde belirttiği olaylardan sonra tarafların barışıp bir araya geldikleri, en son yaşanan tartışmada davalı-karşı davacı kadının eşinin ailesini büyü yapmakla itham ettiği, davacı-karşı davalı erkeğin de birlikte yaşamaktan kaçındığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekir…”
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/22394 E. , 2015/7392 K.
“…2-Mahkemece taraflar eşit kusurlu kabul edilerek boşanmaya karar verilmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davacı-davalı kadının, davalı-davacı koca ve ailesi hakkında büyü yaptıklarına ve kocasının erkekliğinin olmadığına ilişkin dedikodu çıkardığı ve kocasına ilgisiz davrandığı, davalı-davacı erkeğin ise davacı-davalı karısına şiddet uyguladığı, karısının ailesiyle görüşmesine izin vermediği anlaşılmaktadır. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda her iki taraf da kusurlu olmakla birlikte, davacı-davalı kadına göre, davalı-davacı erkek daha ağır kusurludur…”
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2018/4900 E. , 2019/5044 K.
“…davacı-karşı davalı erkeğin, davalı-karşı davacı kadını ve ailesini tehdit ettiği, evden uzaklaştırma kararı verildiğinde müşterek evin kirasını ödemediği, evin kilidini değiştirerek eşyaları aldığı, hakarette bulunup, baskı uyguladığı, davalı-karşı davacı kadının ise; davacı-karşı davalı erkeğe ve ailesine hakaret ettiği, tehdit ettiği, fal ve büyü gibi işlerle uğraştığı, baskı uyguladığı anlaşılmaktadır. Ancak, mahkemece kabul edilen davalı-karşı davacı kadının evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yeterince yerine getirmediği kusuru ile davacı-karşı davalı erkeğin, davalı-karşı davacı kadının ailesi ile görüşmesine izin vermediği kusurunun dosya kapsamı ile sabit olmadığı anlaşıldığından gerekçeden çıkartılması iki tarafın da gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya sebep olan olaylarda eşit derecede kusurlu oldukları belirtilerek davalı karşı davacı kadının tüm istinaf istemlerinin reddi ile davacı karşı davalı erkeğin ise kusur belirlemesi, tazminatlar yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile diğer istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir…”
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/2854 E. , 2022/5037 K.
“…3-Boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda, tarafların bölge adliye mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre, “eşinin boğazını sıkarak ve uyurken tekme atarak uyandırmak suretiyle şiddet uygulayan, küfür eden, engelli çocuğu kastederek “bu çocuğa dua et, bu çocuk ölsün seni kapının önüne koyacağım” diyen, eşini yatak odasına almayan ve son olayda evden ayrılmasını isteyen” erkek eş ağır; “eşine mesajlarda hakaret eden ve büyü sitelerine giren” kadın eş az kusurludur. Bu husus gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir…”
Aşağıdaki yazılarımızı okumanızı öneririz.
İstanbul Boşanma Avukatı – Küçükçekmece Boşanma Avukatı
Arena Hukuk ve Arabuluculuk Bürosu
Boşanma davalarında deneyimli avukat ekibimiz yanınızda olacaktır.
Avukat Cem AKYAZI Adalet Bakanlığı Arabulucular Siciline kayıtlı uzman arabulucudur. Tarafların duygusal durumlarından uzaklaşarak menfaatlerine odaklanmalarını sağlama aşamasında yanınızda olacaktır.
Ayrıca Boğaziçi Üniversitesinden pedagojik formasyon eğitimi almıştır.
Avukat Mücahit Ahmet TUMBUL 10 yıldan fazla mahkeme tecrübesi ile boşanma davalarınızda hukuki danışmanlıkta bulunacaktır.
Boşanma avukat ücreti için bilgi alabilirsiniz.
Bilgi için: 0212 706 90 30
Boşanma davasıyla ilgili makalemizi okumanızı öneririz.