Eşe Yapılan Hakaret Boşanma Sebebi Midir

Eşe Yapılan Hakaret Boşanma Sebebi Midir?

Evlilik birliğinin sona erme sebepleri kanunda düzenlenmiştir. Boşanma sebepleri genel boşanma sebepleri ve özel boşanma sebepleri olarak ikiye ayrılmaktadır. Genel boşanma sebebi evlilik birliğinin temelden sarsılmasıdır. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi Türk Medeni Kanunu Madde 166’da düzenlenmiştir.

  • Özel boşanma sebepleri ise kanunda sınırlı olarak düzenlenmiştir. Özel boşana sebepleri şunlardır:
  • Zina (TMK Md. 161)
  • Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK Md.162)
  • Suç işleme (TMK Md. 163)
  • Haysiyetsiz hayat sürme (TMK Md. 163)
  • Terk (TMK Md.614)
  • Akıl hastalığı (TMK Md. 165)

Eşe Yapılan Hakaret Boşanma Sebebi Midir? Hakaret kanun tarafından şu şekilde tanımlanmıştır; “bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat etmek veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırmak”.

Görüldüğü üzere eşe hakaret etmek başlığı altında özel bir boşanma sebebi düzenlenmemiştir. Ancak eşe hakaret etmek bir boşanma sebebi olarak sayılan başlıklar içerisine dahil edilebilir. Eşe sürekli olarak hakaret eden bir tutum söz konusu ise ve bu hakaretler neticesinde evlilik birliği içerisinde ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelden sarsılmışsa evlilik birliğinin temelinden sarsılması başlığı altında düzenlenen genel boşanma sebebine dayanılarak boşanma davası açılabilir.

Eşe yapılan hakaretler onur kırıcı davranış niteliğinde ise özel boşanma sebebi olan pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış (TMK Md.162) sebebiyle boşanma davası açılabilir.

Eşe karşı yapılan hakaretler sözlü olabileceği gibi WhatsApp, sms, Instagram gibi sosyal medya uygulamaları üzerinden gerçekleştirilen yazışmalarda da gerçekleşmiş olabilir.

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeniyle Boşanma

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması belli bir vakıaya dayanmadığı için evlilik birliğinde yaşanılan olayların evliliğin temelinden sarsılmasına sebep verip vermediğini hâkim takdir edecektir. Ancak evlilik birliğinin temelinden sarsılması sayılabilmesi için ortak hayatın sürdürülmesinin eşlerden beklenemiyor olması gerekir. Ortak hayatın sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede sarsılmasına evlilik birliği içerisinde çok sayıda vakıa sebep olmuş olabilir. Bunu hakim takdir edecektir. Evlilik birliği içerisinde ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelden sarsılmışsa bu takdirde eşler boşanma davası açabilecektir.

Evlilik birliği içerisinde eşe karşı yapılan hakaretler eş için çekilmez hale gelmiş olabilir. Bu takdirde hakaret edilen taraf için ortak hayat sürdürmek eşten beklenemiyor ise bu halde evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılacaktır ve bu genel sebebe dayalı olarak dava açılabilecektir. Kendisine hakaret edilen eş bu iddiasını ispatlamalıdır. İspat yazılı delillerle yapılabileceği gibi tanıkla da yapılabilmektedir. Bu takdirde bu hakaretlerin evlilik birliğini temelinden sarsacak nitelikte olup olmadığını hakim takdir edecektir.

Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış Sebebiyle Boşanma

Pek kötü veya onur kırıcı davranışlarda özel ve mutlak sebep olarak düzenlenmiştir. Bu sebepte kusura dayalı bir boşanma sebebidir. Pek kötü davranışlar vücut bütünlüğüne veya sağlığına saldırı şeklindeki eylemler şeklinde gerçekleşebilir. Örneğin eşe zulüm, işkence, ağır eziyet, acımasızca dövmek, aç bırakmak, hastalık aşılamak, bir yere hapsetmek gibi eylemler bu kapsamdadır. Onur kırıcı davranışlar ise eşin kişiliğine karşı, saldırı kastıyla ve hakaret etmek amacıyla gerçekleştirilmelidir.

Eşe sürekli olarak hakaret etmekte onur kırıcı davranış olarak nitelendirilebiliyorsa bu takdirde bu sebebe dayanılarak boşanma davası açılabilir. Örneğin eşi hakkında çevrede “ahlaksız, içkici” gibi sözleşerle kötülemek bu kapsamda sayılır. Kendisine hakaret edilen eş bu iddiasını ispatlamalıdır. İspat yazılı delillerle yapılabileceği gibi tanıkla da yapılabilmektedir.

Eşe Yapılan Hakaret Boşanma Sebebi Midir?
Eşe Yapılan Hakaret Boşanma Sebebi Midir?

Hakaret Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat

Mahkeme tarafından verilen boşanma kararı neticesinde evliliğin sona ermesi nedeniyle mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir miktar talep edebildiği tazminata maddi tazminat denir.

Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Bu para ödemesine manevi tazminat denilmektedir.

Görüldüğü üzere tazminata hükmedilebilmesi için burada tarafların kusur oranları önem arz etmektedir. Hakaret eden eşin diğer eşe oranla kusurlu olup olmadığı da mahkemece hakim tarafından belirlenecektir. Bu takdirde hakim hakaret eden eşin kusurlu olduğuna kanaat getirirse diğer eş, davalıdan maddi ve manevi tazminat talep edebilecektir. Tarafların kusuru eşit ise bu takdirde tazminata hükmedilmeyecektir. Örneğin her iki eşte birbirine hakaret etmiş olabilir bu takdirde kusurları eşit olarak kabul edilecektir.

Eşe Yapılan Hakaret Boşanma Sebebi Midir?
Eşe Yapılan Hakaret Boşanma Sebebi Midir?

SONUÇ

Hakaret etmek bir kişiyi onursuz gösterecek şekilde davranmak, aşağılamak ve kötü sözler söylemektir. Evlilik birliği içerisinde eşler birbirlerine hakaret içerikli söylemlerde bulunabilir ancak bu hakaretler evliliği çekilmez hale getirmiş olabilir. Bu takdirde evlilik birliğini sonlandırmak için bu hakaretlere dayanarak boşanma davası açabilir. Ancak hakaret etmek başlı başına kanunda düzenlenmiş bir özel boşanma sebebi değildir. Hakaret nedeniyle boşanma davası açmak isteyen taraf genel boşanma sebebi olan Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması (TMK Md. 166) sebebine dayanarak boşanma davası açabileceği gibi pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK Md.162) olarak düzenlenen özel sebebe dayanarak da boşanma davası açabilir.

Yargıtay Kararları

“Kocanın açtığı boşanma davası “davacının eşine ve çocuklarına şiddet uyguladığı, davalının bu sebeple evden ayrıldığı ve tarafların arasındaki şiddetli geçimsizliğe davacının kusurlu davranışlarının yol açtığı, davalının bir kusurunun bulunmadığı” gerekçesi ile reddedilmiştir. Davalı, cevap dilekçesinde; eşinin kendisine hakaret ettiği ve şiddet uygulamasından korktuğu gerekçesi ile evden ayrıldığını beyan etmiş, tarafların müşterek çocuğu tanık B. da tarafların ayrılmalarına sebep olan son olayda şiddet yaşanmadığını beyan etmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davacının ailenin ekonomik geleceği ile ilgili kararları tek başına aldığı, bunun taraflar arasında tartışmalara sebep olduğu ve tarafların karşılıklı olarak birbirlerine hakaret ettikleri, davalı (kadın)’ın davacı (koca)’nın akrabalarını istemediği, 12.08.2011 tarihinde müşterek konuttan ayrılarak İstanbul’da yaşayan oğlunun yanında kalmaya başladığı, davacının isteği üzerine kendisi ile görüşmeye gelen aracılara “ne dönerim, ne de boşanırım” dediği bu suretle birlikte yaşamaktan kaçındığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.” (YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2014/20092 Karar Numarası: 2015/4794 Karar Tarihi: 18.03.2015)

“Yapılan soruşturma, toplanan delillerle “evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda eşine şiddet uygulayan, hakaret eden davalı-karşılık davacı koca yanında, eşine şiddet uygulayıp hakaret eden davacı-karşılık davalı kadının da kusurlu olduğu, kocanın kadını affettiğine ya da en azından hoşgörü ile karşıladığına dair tanık beyanının duyumdan ibaret olup itibar edilemeyeceği” anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı-karşı davacı koca da dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davalı-karşılık davacının davasının da kabulü ile boşanmaya (TMK.md. 166/l) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile kocanın davasının reddi doğru bulunmamıştır.”(YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2012/8526 Karar Numarası: 2012/28702 Karar Tarihi: 29.11.2012

“Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı erkeğin davacı kadının annesine “gavur” diyerek hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK m. 166/1) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davacı kadının boşanma davasının reddi doğru bulunmamıştır.” (YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2016/7917 Karar Numarası: 2017/9746 Karar Tarihi: 20.09.2017)

Mahkemece, davacı erkeğin daha ağır kusurlu olduğu ve davalı kadının davaya itirazının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmadığı gerekçesiyle erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; mahkemece erkeğe kusur olarak yüklenen fiziksel şiddet ve hakaret vakıalarına davalı kadının dayanmadığı, bu sebeple kusur belirlemesine esas alınmayacağı, davalı kadına yüklenen ve temyize konu edilmeyerek kesinleşen fiziksel şiddet ve hakaret kusurları nedeniyle kadının tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. O halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı erkek dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davacı erkeğin boşanma davasının kabulü (TMK m.166/2) ile boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davasının reddi doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir. (YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2017/7028 Karar Numarası: 2018/12222 Karar Tarihi: 31.10.2018)

Diğer yazılarımızı okuyabilirsiniz.

İstanbul Boşanma Avukatı – Küçükçekmece Boşanma Avukatı

Arena Hukuk Bürosu

Arena Hukuk ve Arabuluculuk Bürosu
Arena Hukuk ve Arabuluculuk Bürosu

Boşanma davalarında deneyimli avukat ekibimiz yanınızda olacaktır.

Avukat Cem AKYAZI Adalet Bakanlığı Arabulucular Siciline kayıtlı uzman arabulucudur. Tarafların duygusal durumlarından uzaklaşarak menfaatlerine odaklanmalarını sağlama aşamasında yanınızda olacaktır.

Ayrıca Boğaziçi Üniversitesinden pedagojik formasyon eğitimi almıştır.

Avukat Mücahit Ahmet TUMBUL 10 yıldan fazla mahkeme tecrübesi ile boşanma davalarınızda hukuki danışmanlıkta bulunacaktır.

Boşanma avukat ücreti için bilgi alabilirsiniz.

Arena Hukuk Bürosu

Bilgi için:  0212 706 90 30

Boşanma davasıyla ilgili makalemizi okumanızı öneririz.

Küçükçekmece Avukat – Google Haritalarımız için tıklayınız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir