İşe İade Davası

İşe İade Davası

İşçinin iş sözleşmesi bildirimli fesih ile feshedilebilir. İş sözleşmesinin feshedilmesinin geçerli olabilmesi için geçerlilik şartları vardır. İş sözleşmesi işveren tarafından fesih edilecekse fesih sebebini açıkça göstermeli, gösterdiği sebebin geçerli bir sebep olması ve bunun açıkça fesih bildirimi ile işçiye bildirilmesi gerekmektedir. İşte işveren bu fesih şartlarına uymadığı takdirde işçide bu feshin geçersiz olduğunu ileri sürebilecektir. İşe iade davası iş sözleşmesi feshedilen işçinin işveren tarafından fesih bildiriminde sebep gösterilmediği yahut işveren tarafından gösterilen sebebin geçerli olmadığını iddia eden işçinin işe iade talebi ile açtığı bir davadır.

İşçi bu feshin geçersizliği için iş mahkemelerinde dava açabilecektir. Ancak öncelikle zorunlu arabuluculuk şartının sağlanması gerekmektedir. Arabuluculuk sonrasında içi iş mahkemelerinde dava açabilecektir.

İşe iade davasında verilen karar işveren tarafından yapılan feshin geçerli olup olmadığına ilişkin bir tespit kararıdır. Mahkeme tarafından verilen kararlara karşı işveren yahut işçi istinaf ve temyiz kanun yollarına başvurulabilecektir.

İşçinin Hangi Durumlarda İşe İade Hakkı Vardır?

İşçinin işe iade davası açabilmesi için şu şartlara uyulması gerekmektedir:

İşyerinde en az 30 işçi çalıştırılıyor olmalıdır.

İşçi işyerinde en az 6 aydır çalışıyor olmalıdır.

İşveren ile işçi arasındaki iş sözleşmesi belirsiz süreli olmalıdır.

İşveren tarafından yapılan feshin geçerli bir sebebe dayanmaması gerekmektedir.

Bu şartları sağlandığı takdirde işçi işe iade davası açabilmektedir.

İş Kazasını Bildirmeme Cezası
İş Kazasını Bildirmeme Cezası

İşe İade Davası Öncesi Arabuluculuk Aşaması

İşçi işveren tarafından yapılan geçersiz fesih nedeniyle işe iade talebiyle işe iade davası açmadan önce İş Mahkemeleri Kanunu Md. 3/1 gereğince dava şartı olarak arabulucuya başvurmak zorundadır.

İşçi fesih bildiriminin tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk görüşmeleri bir arabulucu tarafından yapılmaktadır. İşveren ve işçi bu görüşmelerde karşı karşıya gelmekte ve uzlaşmaya varmaya çalışmaktadırlar.

Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşabilir yahut anlaşamayabilir. Tarafların arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamaları halinde arabulucu tarafından anlaşamama tutanağı tutulur. İşçi bu tutanağın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde işe iade davası açabilir.

Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşabilirler.  Taraflar işçinin işe başlatılması konusunda anlaşmaları halinde İş Kanunu Madde 21/7’ye göre

a) İşe başlatma tarihini,

b) Fesihten itibaren en çok 4 aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakların parasal miktarını,

c) İşçinin işe başlatılmaması durumunda işçiye ödenecek tazminatın parasal miktarını, belirlemeleri zorunludur.

Aksi takdirde anlaşma sağlanamamış sayılır ve son tutanak buna göre düzenlenir

Taraflar işçinin işe başlatılmaması hususunda da anlaşabilirler. İşçi işe iade talebinden vazgeçebilir. Bu takdirde iş sözleşmesinin ne zaman bittiğini kararlaştırırlar. Bu da tutanakta yazılır.

İşe İade Davasında İspat Yükü

İspat yükü bu davada davalı işverendir. İşveren sözleşmenin feshinin geçerli olduğunu ispat etmekle yükümlü olacaktır. İşçi ise işveren tarafından yapılan feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ediyorsa bunu ispat etmekle yükümlü olacaktır.

İşçi feshin başka bir nedene dayandığını ispat etse de dava konusu feshi geçerli hale getirmemektedir. İşveren feshin geçerli bir nedene dayandığını ispat edemediği takdirde fesih geçerli nedene dayanmayan bir fesih olarak kabul edilecektir.

İşe İade Davası Sonucu Mahkeme Kararı

İşveren Tarafından Yapılan Feshin Geçersizliği

İşe davası sonucunda mahkeme feshin geçersizliğine ve işçinin işe iadesine karar verebilir. İşveren bu mahkeme kararına uyabilir yahut uymayabilir. Mahkeme feshin geçersizliğine ve işçinin işe iadesine karar verdiği takdirde işçi mahkeme kararının kesinleşme tarihinden itibaren 10 içerisinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmalıdır.

İşçi 10 günlük süre içerisinde işverene başvurmaz ise işverenin daha önce yapmış olduğu fesih geçerli bir fesih sayılacaktır.

İşçi 10 günlük süre içerisinde işverene başvuruda bulunduğu takdirde işveren işçiyi 1 ay içerisinde işe başlatmak zorundadır. İşçinin işverene başvurmasına rağmen işveren 1 ay içerisinde işçiyi başlatmamışsa bu takdirde işveren mahkeme kararına uymamış demektir. İşverenin mahkemenin kararına uymaması işverenin iş sözleşmesini feshettiği anlamına gelmemektedir.

İşçi mahkeme kararına uymamasının müeyyideleri söz konusudur. İşveren şu müeyyidelerle karşı karşıya kalacaktır:

  • İşçinin 4 aylık ücret ve diğer haklarını,
  • İşçinin 4 ila 8 ay arasında mahkemece belirlenen ücret tutarında tazminat,
  • İhbarlı fesih yapılmamış ise ihbar süresi tanınmamışsa ihbar tazminatı,
  • İşçinin Kıdem tazminatını

Ödemek zorunda kalacaktır.

İşveren Tarafından Yapılan Feshin Geçerliliği

Dava sonunda mahkeme işveren tarafından yapılan feshin geçerli olduğuna karar verebilir. Bu takdirde işçi tarafından açılan dava reddedilecektir. Bu takdirde işveren tarafından iş sözleşmesinin feshi geçerli olur ve hukuka uygun fesih yapılmış olur.

Bu takdirde işveren feshi kanunda öngörülen sürelere uyarak bildirmişse işçinin kıdem tazminatını ödemekle yükümlü olacaktır. İşveren bildirim sürelerine uymaksızın iş sözleşmesini feshetmişse kıdem tazminatı yanında bir de ihbar tazminatı ödemekle yükümlü olacaktır.

İşe İade Davası Açma Süresi

İşe iade davasını açmak isteyen işçi fesih bildiriminin kendisine ulaştığı tarihten itibaren dava açılmadan önce 1 ay içerisinde öncelikle arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk görüşmelerinde anlaşılamadığı takdirde tamamladıktan sonra son arabuluculuk tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde işe iade davası açılabilir.

İşe İade Davası nasıl açılır
İşe İade Davası nasıl açılır

İşe İade Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

İşe iade davalarında görevli mahkeme İş Mahkemeleridir. Ancak İş Mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde genel görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi işe iade davalarına bakmaktadır.

Yetkili mahkeme hususunda ise öncelikle zorunlu arabuluculuk şartı bulunduğundan işçi davalının yerleşim yerindeki veya işin yapıldığı yerdeki arabuluculuk bürosuna başvuruda bulunması gerekir. Buna göre arabuluculuktan sonra yetkili mahkemede aynı şekilde davalının yerleşim yerindeki veya işin yapıldığı yerdeki İş Mahkemesi yetkili olacaktır.

İşe iade davası hakkında ve iş hukuku ile ilgili konular hakkında detaylı bilgi almak için Arena Hukuk bünyesindeki Uzman Avukat Mücahit Ahmet TUMBUL ile görüşebilirsiniz.

YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2014/23642 Karar Numarası: 2014/37142 Karar Tarihi: 04.12.2014

“Somut olayda davacının iş sözleşmesi feshedilmesi üzerine, işe iade davası açtığı işe iade davası sırasında davalı tarafından işe davet edildiği ancak davacının işe başlamadığı bildirilmektedir. Davacı ise işe davet edildiğinde gittiğini ancak boşta geçen süre alacağının ödenmeyeceğinin tarafına bildirildiğini belirtmektedir. Mahkemece davacının işe davet üzerine işe başlamadığı işe iade talebinde samimi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İşe iade davası feshin geçersizliğinin tespitine yönelik bir dava olup, yargılama sırasında incelenecek husus da budur. Yargılama sırasında davacının işe başlatılması durumunda elbette dava konusuz kalacaktır. Ancak işe iade davası sırasında işe davet sonrası davacının işe başlamaması durumunun davacının işe iade samimiyetinin bulunmadığı şeklinde yorumlanması düşünülemez. Çünkü işçinin işe iade davasıyla boşta geçen süre alacağını mahkeme ilamıyla güvence altına almak hakkı bulunmaktadır. Aksi halde feshin geçersizliğini kabul eden işverenlerin işe iade davasının sonuçsuz kalmasını sağlamak için sözde işe davetler göndermesinin yolunu açacaktır. Kaldı ki yargılama sırasında davet sonrası işçinin işe başlamaması, işe davet koşullarının ne olduğu, aynı koşullarla mı başlatılacağı şeklinde işe iade davasının konusu olmayan tartışmalara yol açacaktır. Eğer işveren işe davetinde samimi ise işe iade davası sonrası prosedürü başlatmak adına yargılamanın her aşamasında davayı kabul ettiğini açıklayabilir.

Dosya içeriğine göre işe iade davası sırasında işverenin işçiyi işe davet etmesinin feshin geçersizliğini kabul anlamına geldiği, feshin geçerliliğinin ispatlanmadığı anlaşıldığından feshin geçersizliğine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.”

YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2007/14014 Karar Numarası: 2007/27738 Karar Tarihi: 24.09.2007

“Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan sendikal nedenle feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliği ile işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı işveren vekili, davacının iş sözleşmesinin fesih yazısındaki nedenlerle feshedildiğini, feshin işletmenin gereklerine dayandığını, sendikal neden bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, davalı işverenin geçerli feshi kanıtlayamadığı, fesih nedeni ile çelişen uygulama ile yeni işçi alındığı, aksine tanık anlatımlarına göre davacının iş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiği gerekçesi ile feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine karar verilmiş ve işe başlatılmama halinde tazminat 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 31. maddesi uyarınca davacının 12 aylık ücret tutarında belirlenmiştir.

Dosya içeriğine göre ispat yükü kendisinde bulunan davalı işveren geçerli feshi kanıtlayamadığı, feshin geçerli nedene dayanmadığı anlaşıldığından, mahkemece davacının işe iadesine karar verilmiş olması isabetlidir. Ancak, işyerinde her ne kadar sendikal örgütlenme çalışmalarının yapıldığı bir sırada iş sözleşmesi feshedilmiş ise de, davacının sendika üyeliğinin fesihten sonra sendikaya üye olması, sendika üyeliğinden işverenin haberdar olmaması, üye olunan sendikanın fesihten sonra davalı işyerinde Toplu İş Sözleşmesi yapma yetkisini alması ve işyerinde halen sendikalı işçilerin çalıştığının anlaşılması karşısında, aynı durumdaki tanık anlatımlarına itibar edilerek feshin sendikal nedene dayandığının kabulü doğru olmamıştır. Mevcut olgulara göre feshin sendikal nedene dayandığı kanıtlanmış değildir.”

YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2008/39278 Karar Numarası: 2010/26253 Karar Tarihi: 28.09.2010

“Mahkemece; davalı işverenin davacının iş akdini haklı nedenle sona erdirdiğini ispatlayamadığından ve kesinleşmiş mahkeme ilamına göre de davacının iş akdinin geçersiz nedenle feshedildiğinden davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkemece davacının işe iade kararının yerine getirilerek işe başlatılması için işverene başvurup vurmadığı, işe başlatılmamışsa işe başlatmama tarihi ve o tarihteki ücret miktarı araştırılmadan işe iade davasına konu olan 14.03.2006 tarihi fesih tarihi olarak kabul edilerek kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı hesaplamaların bu tarihe göre yapılması hatalıdır.

Mahkemece yapılması gereken iş; öncelikle davacının işe iade kararının yerine getirilerek işe başlatılması için işverene başvurup vurmadığı, işe başlatılmamışsa işe başlatmama tarihi ve o tarihteki ücret miktarı araştırılarak buna göre denetime açık bir bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre hüküm kurmaktır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.”

YARGITAY 9.HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2011/50211 Karar Numarası: 2014/446 Karar Tarihi: 20.01.2014

“Somut olayda davacının belirsiz süreli iş sözleşmesi, işveren tarafından 06.12.2008 günü feshedilmiştir. Davacı, 05.01.2009 günü açtığı dava ile feshin geçersizliğinin tespitini ve işe iadesini istemiştir. Mahkemece, işe iade davası kabul edilip karar 08.10.2010 günü Dairemizce onanarak kesinleşmiştir. Ancak davacı, işe iade davası henüz sonuçlanmadan 18.01.2010 gününde açtığı bu davada ise kıdem-ihbar tazminatı ve diğer alacaklarının ödetilmesini istemiştir.

İşe iade davasının devam ettiği süreçte iş sözleşmesi askıdadır. Ortada haksız veya geçersiz bir fesih olup olmadığı işe iade davası sonucunda ortaya çıkacaktır. Her dava açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmelidir. İşbu davanın açıldığı tarihte, derdest işe iade davası nedeniyle bir fesih bulunmadığından, mahkemece feshe bağlı kıdem-ihbar tazminatı isteklerinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.”

Diğer yazılarımızı okumanızı öneririz.

İstanbul Avukatı – Küçükçekmece Avukatı

Arena Hukuk Bürosu

Arena Hukuk ve Arabuluculuk Bürosu
Arena Hukuk ve Arabuluculuk Bürosu

Avukat Mücahit Ahmet TUMBUL 10 yıldan fazla mahkeme tecrübesi ile boşanma davalarınızda hukuki danışmanlıkta bulunacaktır.

Avukat Cem AKYAZI Adalet Bakanlığı Arabulucular Siciline kayıtlı uzman arabulucudur. Tarafların duygusal durumlarından uzaklaşarak menfaatlerine odaklanmalarını sağlama aşamasında yanınızda olacaktır.

Ayrıca Boğaziçi Üniversitesinden pedagojik formasyon eğitimi almıştır.

Arena Hukuk Bürosu

Bilgi için:  0212 706 90 30

Küçükçekmece Avukat – Google Haritalarımız için tıklayınız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir