Ortaklığın Giderilmesi (İzale-İ Şuyu) Davaları

İzale-İ Şuyu

Ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davaları, diğer bir adıyla izale-i şuyu davaları; hisseli yani paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallardaki ortak kişilerin hisselerin paylaştırılması ve davaya konu mal varlığı üzerindeki ortaklığın sonlandırılması için açılan davadır.

Uygulama sıklıkla, elbirliği mülkiyete konu olan tereke (mirasçının mal varlığı) üzerindeki ortaklığın giderilmesi talebiyle açılmaktadır.

Ortaklığın giderilmesi davası, hisseli mülkiyetlere tabi taşınmazlar için söz konusu olur. Yani ferdi mülkiyete konu olan, diğer bir anlatımla bir malın tamamıyla bir kişiye ait olduğu durumlarda bu dava açılamaz. Dava açma hakkı, kural olarak o mal varlığı üzerinde payı bulunan paydaşlara tanınmış ve hukuki niteliği itibariyle yenilik doğuran bir haktır.

Paylı veya hisseli mülkiyete konu edilmiş bir mal üzerinde tesis edilmiş olan ortaklığın giderilmesi işlemi, tarafların kendi aralarında yapacakları bir paylaşım sözleşmesi veya yargı kararı ile yapılabilir. Taraflar anlaşma yaparak ortaklığı sonlandırırlar ise bir sorun yoktur. Fakat tarafların bu konuda anlaşamamaları halinde artık konunun yargı önüne taşınması ve ortaklığı giderilmesi istemiyle dava açılması zorunluluğu ortaya çıkar.

Ortaklığın giderilmesi neticesinde ortak mülkiyetten ferdi mülkiyete geçilmiş olur.

Özetle ifade etmek gerekirse ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davası, paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda hissedarlar (ortaklar) arasındaki birlikte mülkiyet ilişkini sonlandırarak ferdi (tek başına) mülkiyet esasına geçilmesini sağlayan bir davadır.

Ortaklığın giderilmesi izale-i şuyu davaları
Ortaklığın giderilmesi izale-i şuyu davaları

Görevli Mahkeme

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 4. Maddesinde, sulh hukuk mahkemelerinin görevi düzenlenmiştir. Bu maddeye göre Sulh Hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;

a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları,

b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları,

c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları,

ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları, görürler.

Yukarıdaki kanun maddesinden anlaşılacağı üzere taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesini (izale-i şuyu) ilişkin davalar, sulh hukuk mahkemelerinde görülmektedir.

Yetkili Mahkeme

Yetki kuralları, esas itibariyle bir davanın coğrafi olarak hangi yerdeki mahkemede açılacağını belirleyen hukuk kurallarıdır. Hukuk Mahkemelerinde açılacak bir davanın hangi mahkemede açılacağına ilişkin kurallar HMK’nun 6 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.

6100 sayılı HMK’nun ortaklığın giderilmesini ilgilendiren yetki kuralları aşağıda belirtilmiştir.

Genel yetkili mahkeme

MADDE 6- (1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.

(2) Yerleşim yeri, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre belirlenir.

Davalının birden fazla olması hâlinde yetki

MADDE 7- (1) Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır.

(2) Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.

Taşınmazın aynından doğan davalarda yetki

MADDE 12- (1) Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.

(2) İrtifak haklarına ilişkin davalar, üzerinde irtifak hakkı kurulan taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır.

(3) Bu davalar, birden fazla taşınmaza ilişkinse, taşınmazlardan birinin bulunduğu yerde, diğerleri hakkında da açılabilir.

Anılan kanun maddelerinde düzenlenen yetki kurallarının ortaklığın giderilmesi davası açısından değerlendirilmesi, farklı ihtimallere göre yetkili mahkemenin tespitinin yapılması gerekliğini ortaya çıkarmaktadır. Buna göre;

Ortaklık Taşınır (Menkul) Malla İlişkin İse;

HMK m. 6’da düzenlenen genel yetki kuralı çerçevesinde yetkili mahkeme, davanın açıldığı tarihte davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Davalının yerleşim yeri belli değilse yedek yetki kuralları çerçevesinden yetkili mahkeme tespit edilmelidir. Davalının birden çok olduğu ihtimalde ise davalılardan birisinin dava açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde tüm davalılara karşı dava açılması mümkündür.

Ortaklık Taşınmaz (Gayrımenkul) Bir Mala İlişkin İse;

Giderilmesi istenilen ortaklı, gayrımenkul (taşınmaz) bir mala ilişkin ise, HMK m. 12 uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi, kesin yetkili mahkemedir. Kesin yetki hallerinde, davanın yalnızca burada açılması mümkündür. Kesin yetki dava şartı niteliğinde olup, bu halde davanın yetkisiz mahkemede açılması durumunda mahkemece re’sen değerlendirme yapılarak yetki konusunda karar verilir ve davanın yetkisiz mahkemede açıldığının tespit edilmesi halinde yetkisizlik kararı verilir. Bu sebeple dava açmak isteyen kişilerin hukuki destek almalarını tavsiye etmekteyiz.

Ortaklığın giderilmesine konu birden fazla taşınmaz mal bulunması halinde, taşınmazlardan birinin bulunduğu yerde açılabilir.

Ortaklığın Giderilmesi Halleri

Açılan ortaklığın giderilmesi davası neticesinde taraflar arasındaki ortaklık, mal varlığına dahil değerlerin aynen paylaştırılması (aynen taksim) yoluyla yahut satış yapılarak elde edilen gelirin paylaştırılması şeklinde sona erdirilebilir.

Aynen taksim yoluyla ortaklığın giderilmesi konusundaki makalemizi incelemenizi tavsiye ederiz.

Satış Yoluyla ortaklığın giderilmesi konusundaki makalemizi incelemenizi tavsiye ederiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir