Ziynet Eşyaları Düğün Takıları Kime Aittir?
Boşanma davalarında en çok tartışılan ve anlaşmazlık konusu olan husus düğünde takılan ziynet eşyaları düğün takıları kime aittir? Çünkü düğünde tarafların her ikisine de takı takılmaktadır dolayısıyla bu takıların erkeğe mi yoksa kadına mı kalacağı hususu anlaşmazlık yaratmaktadır. Aşağıda buna ilişkin detaylı açıklamalarda bulunacağız ancak uzman bir avukattan yardım alınması sizin için daha iyi olacaktır. Öncelikle düğün takılarının ve ziynet eşyalarının neler olduğunu belirtmekte fayda vardır.
Düğün takıları erkeğe ve kadına takılan para, tam altın, yarım altın, çeyrek altın gibi takılardır. Ziynet eşyaları ise erkeğe ve kadına takılan yüzük, bilezik, kolye, küpe, saat gibi eşyalardır. Ziynet eşyaları ve düğün takıları hem erkeğe hem kadına takılabilir bu nedenle bunların kime ait olduğu konusunda kime takıldığı ve kime özgülendiği hususları önem arz edecektir.
Düğün takılarının ve ziynet eşyalarının kime ait olacağı konusunda kanun koyucu açık bir hüküm getirmemektedir ancak Yargıtay İçtihatları bu konuda birtakım kurallar belirlemiştir. Bu kuralları açıklayacak olursak:
Tahmini okuma süresi 11 dakika
Düğünde Kadına Takılan Takılar ve Ziynet Eşyalar
Düğünde kadına takılan tüm ziynet eşyaları örneğin yüzük, kolye, gerdanlık, saat, bilezik, bileklik, küpe gibi eşyaların hepsi ziynet eşyasıdır ve bunların hepsi kadına aittir. Dolayısıyla boşanma davasında kadın kendisine takılan ziynet eşyalarını talep etme hakkına sahiptir.
Düğünde kadına takılan takılar örneğin para, çeyrek, yarım, tam, cumhuriyet altını gibi takılar ise yine kadına aittir. Dolayısıyla yine boşanma davasında kadın kendisine takılan takıların hepsini talep etme hakkına sahiptir.
Düğünde Erkeğe Takılan Takılar ve Ziynet Eşyalar
Erkeğe takılan takılar para, çeyrek, yarım, tam, cumhuriyet altını gibi takılar erkeğe ait olacaktır. Çünkü bunlar kadına özgü nitelikte takılar değildir ve erkeğe takılmış olduğundan erkeğe ait olacaktır. Dolayısıyla boşanma davasında bu takılar talep edilebilecektir.
Erkeğe takılan ziynet eşyaları konusunda ise ayrıma gidilmiştir. Erkeğe takılan ziynet eşyaları eğer kadına özgü nitelikte ise örneğin küpe, bilezik gibi bu eşyalar erkeğe takılmış olsa dahi kadına ait olacaktır. Yani sonuç olarak kadına özgü olan ziynet eşyaları kime takılırsa takılsın kadına özgülendiğinden kadına ait olacak ve boşanma davasında kadın bu eşyaları talep hakkına sahip olacaktır. Fakat erkek bu eşyalar hakkında bir anlaşma olduğunu veya kadına özgü ziynet eşyalarının kadına ait olduğu konusunda “yerel adet olmadığını” ispatlayabilirse boşanma davasında bu eşyaları talep edebilecektir.
İspat Madde 222 – Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.
Eğer erkeğe takılan ziynet eşyaları kadına özgü nitelikte değilse örneğin saat gibi bu eşyalar ise erkeğe ait olacaktır.
Türk Medeni Kanunu Madde 220/1.fıkrasına göre “Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya” kişisel mal olarak kabul edilir. Bu nedenle düğünde erkeğe takılmış kadına özgü ziynet eşyaları da kadının kişisel malı olarak kabul edilir ve kadın tarafından talep edilebilir. Yine aynı fıkraya göre erkeğe takılan erkeğe özgü ziynet eşyaları da erkeğin kişisel malı olarak kabul edilecektir.
Eğer ziynet eşyası hem kadın hem de erkek tarafından kullanılabilen bir eşya ise bu takdirde kadına özgülenmediğinden ve erkeğe takıldığından erkeğe ait kabul edilecektir.
Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar ise her eşin paylı mülkiyetinde sayılır.
Taraflar Arasında Takılar ve Ziynet Eşyalarına İlişkin Anlaşma
Taraflar düğünde takılan takılar ve ziynet eşyalarının kime kalacağına dair paylaşım anlaşması yapmış olabilir. Boşanma davasında bu paylaşım anlaşması kabul edilecektir.
Düğün takıları ve ziynet eşyaları ile evlilik sırasında ev veya araba alma çeşitli nedenlerle birtakım ihtiyaçlar karşılanmış olabilir. Ancak erkeğe ve kadına takılan düğün takıları ve ziynet eşyaları tarafların kişisel malıdır bu nedenle düğün takıları ve ziynet eşyaları ile ev veya araba alınmış olsa dahi bu takı ve ziynet eşyalarının bedeli oranında yine tarafın kişisel malı sayılır ve iadesi gerekir.
Ancak örneğin kadın bu ziynet eşyalarını veya düğün takılarını iade edilmemek üzere vermişse ve erkek bunu iade etmemek üzere aldığını ispat ederse bu takdirde kadın bu takı ve eşyaların iadesini talep edemez.
Düğün takılarını ve ziynet eşyalarını talep edecek taraf bu talebini boşanma davasıyla birlikte ileri sürebileceği gibi boşanma davasından sonra da ayrı bir dava olarak ileri sürebilir.
Açılacak davada talebinizi terditli olarak açmanızda fayda vardır çünkü düğün takıları genellikle evlilik içerisinde paraya dönüştürülüp kullanılmaktadır bu nedenle talebinizde talep edilecek düğün takısı ve ziynet eşyalarının aynen iadesini ve aynen iadesi mümkün değilse takıların ve ziynet eşyalarının bedelinin ödenmesini de talep etmeniz yararınıza olacaktır.
Ziynet eşyaları ve düğün takıları istihkak davası ile istenebilir. Eğer düğün takılarının aynen iadesi talep ediliyorsa herhangi bir süreye bağlı olmaksızın bu dava her zaman açılabilir. Fakat düğün takıları veya ziynet eşyaları mevcut değilse ve bedeli isteniyorsa 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içinde bu dava açılmalıdır.
Boşanma davası açarken eğer dava dilekçesinde ziynet eşyaları veya düğün takıları talep edilmemişse daha sonra ıslah yoluyla bunların talep edilmesi mümkün değildir
Düğün Takılarının İadesinde Görevli ve Yetkili Mahkeme
Düğün takıları ve ziynet eşyalarının iadesine ilişkin açılacak dava boşanma davasında ileri sürülebilir bu nedenle dava Aile Mahkemesinde açılır. Aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemesinde açılacaktır.
Yetkili mahkeme ise eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.
Düğün Takılarının İadesinde Yargıtay Kararları
“Kadına özgü ziynet eşyaları, eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğindedir (TMK mad. 1, 6, 220/1-1, 222/1, HMK mad. 190, YHGK’nin 04.03.2020 tarihli ve 2017/ 3-1040 E., 2020/240 K. sayılı kararı).
Aksi halde, eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır (TMK mad. 222/2).
Somut olayda, varlığı ispatlanan 14 ayar 1 künye, 15 gramdan 2 adet bilezik, 10 gramdan 12 adet bilezik kadına özgü ziynet eşyası niteliğinde olup, eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğindedir. Ancak varlığı ispatlanan 1 adet tam altın ve 65 adet çeyrek altın ise kadına özgü ziynet eşyası niteliğinde olmayıp, hangi eşe ait olduğunun ispat edilememesi halinde eşlerin paylı mülkiyetinde olduğunun kabulü gerekir.” (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Esas Numarası: 2020/944 Karar Numarası: 2020/5388 Karar Tarihi: 24.09.2020)
“Davalı-karşı davacı (kadın), karşı dava dilekçesinde düğünde takılan ziynet eşyalarının ve takı alacağının (koca) tarafından rızası dışında düğün borçları nedeniyle bozdurulduğunu belirterek, bunların aynen iadesi, mümkün olmadığı taktirde bedeline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı-karşı davalı (koca) cevabında; ziynetlerin ve takı alacağının kadının rızası ile bozdurulduğunu, düğün sırasında yapılan masraflar için kullanıldığını savunmuştur. Davacı-karşı davalı (koca) bu cevabıyla ziynetlerle ve takı alacağı ile ilgili ispat yükünü üzerine almıştır. Koca, ziynetlerin ve takı alacağının kadın tarafından iade edilmemek üzere verilip, kadının rızası ile düğün borçları için bozdurulduğunu kanıtlayamamıştır. Bu durumda; kadının ziynet eşyalarına ve takı alacağına ilişkin davasının kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddi doğru görülmemiştir.” (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Esas Numarası: 2014/15671 Karar Numarası: 2014/26640 Karar Tarihi: 25.12.2014)
Kural olarak; düğün takıları kim tarafından takılırsa takılsın, kadına ait kişisel eşya sayılır. Bu nedenle ziynet eşyalarının, iade edilmemek üzere kadının rızası ile verildiğini, bu eşyayı kadından alan kişi ispat etmelidir.
“Somut olayda; davacı, düğün öncesi kendisine ait olan 6 adet bilezik, 5 adet yüzük, ve 4 adet kolye ucu ile düğünde hediye olarak takılan 1 altın takı seti, 1 inci takı seti, 6 adet tam altın, 11 adet yarım altın, 23 adet çeyrek altın ile değişik ayar ve ağrlıkta 16 adet bileziğin iadesin talep etmiş ise de, gösterdiği kendi delilleri ile bu ziynet eşyalarının davalı tarafta kaldığı iddiasını ispatlayamamıştır. Ancak, davalı taraf cevap dilekçesinde, davacıya düğünde takılan altınların 7.000 TL değerinde olan bir kısmının düğün borçları ve ihtiyaçlar için bozdurulduğunu ikrar etmiştir. Nitekim, dinlenen davalı tanıkları da düğün hediyesi olan altınların düğün sonrası taraflarca bozdurulduğunu beyan etmişleridir.
Şu durumda; davalı tarafın ikrarı ile davacı kadına ait düğünde takılan bir kısım altınların davalı koca tarafından bozdurulduğu kanıtlanmıştır. Öte yandan; gerçekleşen bu durum karşısında ispat yükü kendisine geçen davalı koca, davacı kadının bu bilezikleri bir daha iade edilmemek üzere kendi rızası ile verdiğini kanıtlayamamıştır.
Bu durumda mahkemece; davacı tarafça bozdurulduğu kabul edilen ziynet eşyaları(miktarı ve bedeli) bakımından inceleme yapılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile, ispat yükünün davacıya ait olduğu ve davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesi ile davanın tümden reddi doğru görülmemiştir.” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Esas Numarası: 2015/4550 Karar Numarası: 2016/2448 Karar Tarihi: 23.02.2016)
“Yerleşmiş Yargıtay kararlarına göre, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın kadına bağışlanmış olarak kabul edilir ve kadına iadesi gerekir.
Davada, davacı KADINA TAKILAN ZİYNET EŞYALARI İLE ÇEYİZ EŞYALARININ aynen, olmadığında bedeli talep edilmektedir.
Ziynet eşyalarının davalı tarafından ev almak için bozdurulduğu, 4.500 TL’lik altının davalının kardeşine olan borcunu ödemek için bozdurulduğu anlaşılmaktadır.
Ancak, BOZDURULUP HARCANAN ZİYNET EŞYALARININ İADE EDİLMEMEK KAYDIYLA DAVALI KOCAYA VERİLDİĞİNİ, KADININ İSTEĞİ VE ONAYI İLE ZİYNET EŞYALARININ BOZDURULUP HARCANDIĞINI DAVALININ İSPATLAMASI GEREKİR. Başka bir deyişle, davalının ispatlaması halinde davalı koca ziynet eşyalarını iade etmekten kurtulur.
DAVACIYA AİT OLDUĞU ANLAŞILAN DAVA KONUSU ALTINLARIN İADE EDİLMEMEK KAYDIYLA DAVACININ İSTEĞİ VE ONAYI İLE DAVALIYA VERİLDİĞİNİ, DOSYADAKİ DELİL DURUMUNA GÖRE DAVALININ İSPATLAYAMADIĞINDAN VE AÇIKÇA YEMİN DELİLİNE DE DAYANMADIĞINDAN, MAHKEMECE; ZİYNET EŞYALARI YÖNÜNDEN DAVANIN KABULÜNE KARAR VERİLMESİ GEREKİRKEN, İSPAT YÜKÜNÜN DAVACIDA OLDUĞU GEREKÇESİ İLE TALEBİN REDDİNE İLİŞKİN YAZILI ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASI DOĞRU GÖRÜLMEMİŞTİR.” (YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2015/10895 Karar Numarası: 2016/3352 Karar Tarihi: 08.03.2016)
Aşağıdaki yazılarımızı okumanızı öneririz.
İstanbul Boşanma Avukatı – Küçükçekmece Boşanma Avukatı
Arena Hukuk Bürosu
Boşanma davalarında deneyimli avukat ekibimiz yanınızda olacaktır.
Avukat Cem AKYAZI Adalet Bakanlığı Arabulucular Siciline kayıtlı uzman arabulucudur. Tarafların duygusal durumlarından uzaklaşarak menfaatlerine odaklanmalarını sağlama aşamasında yanınızda olacaktır.
Ayrıca Boğaziçi Üniversitesinden pedagojik formasyon eğitimi almıştır.
Avukat Mücahit Ahmet TUMBUL 10 yıldan fazla mahkeme tecrübesi ile boşanma davalarınızda hukuki danışmanlıkta bulunacaktır.
Boşanma avukat ücreti için bilgi alabilirsiniz.
Arena Hukuk Bürosu
Bilgi için: 0212 706 90 30
Boşanma davasıyla ilgili makalemizi okumanızı öneririz.